Uygulamalı davranış analizi (UDA; Applied Behavior Analysis [ABA]), insan davranışlarına açıklamalar getiren ve davranışlarda değişiklik yaratmaya yönelik uygulamalara temel oluşturan bir disiplindir.
Uygulamalı davranış analizi (UDA; Applied Behavior Analysis [ABA]), insan davranışlarına açıklamalar getiren ve davranışlarda değişiklik yaratmaya yönelik uygulamalara temel oluşturan bir disiplindir. Psikolojinin farklı dalları da insan davranışını anlayıp iyileştirmeyi hedeflerken UDA’nın farkı, insan davranışlarını objektif ve nesnel biçimde ele alarak davranışların kontrolünde edimsel koşullanma ilkelerinin üzerinde durmasıdır (Tekin-İftar, 2019). Tarihçesi 20. yüzyılın ilk yarısında insan davranışını açıklamada gözlenebilen davranışların giderek önemli hale gelmesiyle başlayan; daha sonra Skinner’in (1938) davranışların şekillenmesinde etkili olan faktörleri incelediği deneysel çalışmalarını derlediği kitabıyla güçlü hale gelmeye başlamıştır. UDA alanında ilk bilimsel araştırma ise Ayllon ve Michael (1959) tarafından gerçekleştirilmiş olan, yatılı bir kurumda bakım hizmeti alan yetersizliğe sahip bireylerin davranışlarına müdahaleyi hedefleyen çalışmadır. Disiplinin gelişimi, günümüze dek daha fazla bilimsel araştırmanın gerçekleştirilmesi ve üniversitelerde bilim dallarının açılmasıyla devam etmiştir.
UDA disiplini uygulamalılık, davranışsallık, analitiklik, teknolojiklik, kavramsal olarak sistematik bütünlük, etkililik ve genellenebilirlik olmak üzere yedi temel ilkeye dayanmaktadır (Baer vd., 1987). Uygulamalılık ilkesi, ele alınacak hedef davranışların birey açısından önemli olan, bireyin bağımsızlığına hizmet eden davranışlar olmasının öncelenmesini açıklamaktadır. Davranışsallık ilkesiyle UDA, ele alınan davranışların gözlenebilir ve ölçülebilir biçimde tanımlanmasını; böylece hedef davranışların objektif bir şekilde incelenmesini sağlamaktadır. Analitiklik ilkesiyle UDA’da hedef davranışlar ile çevresel olaylar (öncüller, uyaranlar) arasındaki neden-sonuç ilişkisi ortaya konmaktadır. Teknolojiklik ilkesi, UDA’da yürütülen süreçlerin başkaları tarafından uygulanabilecek açıklıkta rapor edilmesini içermekte, böylece yinelenebilirliği sağlamaktadır. Kavramsal olarak sistematik bütünlük ilkesiyle uygulamalar kavramsal bir bütünlükle açıklanmakta, disiplin alanındaki herkesin uygulamaları anlayabilmesi ve ulaşabilmesi amaçlanmaktadır. Etkililik ilkesi, UDA’da davranışların kontrolünde uygulanan tekniklerin etkililiklerinin araştırmalarca ortaya konmasını kapsamaktadır. Son olarak, genellenebilirlik ilkesiyle ise etkili tekniklerle elde edilmiş olan davranış değişikliklerinin kontrollü ortamlar dışındaki koşullara (ör. farklı kişilerle, farklı ortamlarda) genellenmesi, davranış değişikliklerinin doğal ortamlara aktarılması amaçlanmaktadır. UDA’nın zaman zaman bir uygulama ya da yöntem gibi ele alındığı görülmektedir; ancak UDA bir uygulama ya da yöntem değil, davranışların değiştirilmesine yönelik uygulama ve yöntemleri şekillendiren bir disiplindir. Diğer bir deyişle UDA insan davranışlarını açıklamaya, bu davranışların nedenlerini incelemeye ve davranışların değiştirilmesine yönelik bilimsel çalışmaları barındıran bir alandır.
Yanlışsız Öğretim
Yanlışsız öğretim, öğrenen bireyin belirli bir öncülün/uyaranın varlığında istendik bir davranışta bulunmasını sağlamak için ipuçlarının sistematik kullanımı olarak ele alınmaktadır (Alberto & Troutman, 2018; Tekin-İftar & Kırcaali-İftar, 2012). Yanlışsız öğretim yöntemleri, temelini uygulamalı davranış analizi (UDA) disiplininden alan ve bilgi/becerilerin öğrenciye hataya yer vermeyen başarılı öğrenme deneyimleri yaşatarak kazandırılmasının amaçlandığı yöntemlerdir. Dolayısıyla yeni bir bilgi/becerinin kazandırılmasında yanlışsız öğretim yöntemleriyle öğretim sunarken ipuçlarının kullanımı önemli bir rol oynamakta, yöntemler buna göre çeşitlenmekte ve şekillenmektedir. Yanlışsız öğretim yöntemlerinin yeni bilgi/becerilerin kazandırılmasındaki etkililikleri üzerine gerçekleştirilmiş çok sayıda araştırma mevcuttur (ör., Arı vd., 2023; Denizli-Gülboy & 2022). Özel gereksinimleri olan öğrencilere yeni bilgi/becerilerin kazandırılmasında sıklıkla yararlanılan yanlışsız öğretim yöntemleri aşağıda listelenmiş ve açıklanmıştır (Tekin, 1999; Tekin-İftar & Kırcaali-İftar, 2012):
1. Artan bekleme süreli öğretim: Bireyin hedeflenen davranışı sergilemesini sağlayan öncül/uyaran (ör. “resmi boya” yönergesi) ile davranışın sergilenmesini kesinleştiren ipucu arasındaki sürenin sistematik olarak artırıldığı bir yöntemdir. Örneğin, ilk denemelerde öncül/uyaran ile ipucu aynı anda (eş zamanlı olarak) sunulurken ilerleyen öğretim denemelerinde öncül/uyarandan sonra bekleme süresi önce 1 saniyeye, sonra 3 saniyeye, daha sonra 5 saniyeye çıkarılabilir. Bu yöntemde zamanla ipuçlarının daha geç sunulmasıyla hedef davranışın bağımsız olarak sergilenmesine imkân tanınması ve ipuçlarının silikleştirilmesi amaçlanmaktadır.
2. Sabit bekleme süreli öğretim: Bireyin hedeflenen davranışı sergilemesini sağlayan öncül/uyaran ile davranışın sergilenmesini kesinleştiren ipucunun sunulması arasında sabit bir süre kadar beklenen bir yöntemdir. Sabit bekleme süreli öğretim, iki ana aşamadan oluşmaktadır. Öncelikle “sıfır saniye bekleme süreli denemeler” gerçekleştirilip hedef davranışın sergilenmesini sağlayan öncül/uyaranın hemen ardından hedef davranışın sergilenmesini kesinleştiren ipucu sunulmaktadır. Daha sonra bir bekleme süresi belirlenerek (ör. 4 sn) öncül/uyaranın ardından belirlenen süre kadar beklenip öğrenci hedef davranışı sergilemezse bu sürenin sonunda hedef davranışın sergilenmesini kesinleştiren ipucu sunulmaktadır. Artan bekleme süreli öğretimden farklı olarak bu yöntemde bekleme süresi sonraki denemelerde sabit tutulmaktadır.
3. Eş zamanlı ipucuyla öğretim: Bireyin hedeflenen davranışı sergilemesini sağlayan öncül/uyaran ile davranışın sergilenmesini kesinleştiren ipucunun aynı anda (eş zamanlı) olarak sunulduğu yöntemdir. Bu yöntemde öğrencinin hedeflenen davranışı hata olmaksızın sergilemesini sağlamak için tüm denemeler öncül/uyaran ile hedef davranışın sergilenmesini kesinleştiren ipucunun aynı anda sunumuyla gerçekleştirilmektedir. Öğrencinin hedef davranışı bağımsız olarak sergileyip sergilemediğinin belirlenmesi için ise yalnızca öğretim sunulmadan önce, öğretim oturumlarının başında yoklama yapılmaktadır.
4. İpucunun giderek artırılmasıyla öğretim: Bireyin hedeflenen davranışı sergilemesini sağlayan öncül/uyaranın ardından davranışın sergilenmesi için sunulan ipucunun yoğunluğunun giderek artırıldığı (ipucunun davranışın sergilenmesini kesinleştirme düzeyinin güçlendirildiği) yöntemdir. Bu yöntemde, sunulacak olan ipuçları için ipucunun hedef davranışın sergilenmesini sağlama olasılığının giderek yükseldiği en az üç düzeyden oluşan bir hiyerarşi oluşturulmalıdır (ör. sözel ipucu, kısmi fiziksel yardım, tam fiziksel yardım). İlk öğretim denemesinde öncül/uyaranın ardından öğrencinin hedef davranışı bağımsız olarak sergilemesi beklenmektedir. Sonraki öğretim denemeleri, öğrencinin hata yapması halinde önceden belirlenmiş olan ipucu hiyerarşisindeki bir üst düzeydeki ipucu sunularak gerçekleştirilmektedir.
5. İpucunun giderek azaltılmasıyla öğretim: Bireyin hedeflenen davranışı sergilemesini sağlayan öncül/uyaranın ardından davranışın sergilenmesi için sunulan ipucunun yoğunluğunun giderek azaltıldığı (ipucunun davranışın sergilenmesini kesinleştirme düzeyinin silikleştirildiği) yöntemdir. Bu yöntemde de ipucunun giderek artırılmasıyla öğretim yönteminde olduğu gibi bir ipucu hiyerarşisi belirlenmektedir, ancak öğretim denemelerine hedef davranışı sergilemeyi kesinleştiren ipucundan başlanmaktadır. İlk denemelerde hedef davranışı kesinleştiren ipucu (ör. tam fiziksel yardım) sunulurken hedeflenen ölçüte ulaşıldıkça bu ipuçları silikleştirilir ve daha sonraki öğretim denemeleri önceden belirlenmiş olan ipucu hiyerarşisine göre daha düşük düzeyde yardım sunan ipuçları (ör. model olma) kullanılarak gerçekleştirilmektedir. Kullanılan her bir ipucunda hedef davranış için belirlenen ölçüte ulaşıldıkça öğrenci hedef davranışı bağımsız olarak gerçekleştirebilir hale gelene kadar ipuçları silikleştirilmeye devam edilmektedir.
6. Aşamalı yardımla öğretim: Bireyin hedeflenen davranışı sergilemesini sağlayan öncül/uyaranın ardından davranışın sergilenmesi için sunulan ipucunun yoğunluğunun öğrencinin gereksinimlerine bağlı olarak değiştirildiği yöntemdir. Bu yöntemde öğretime öncelikle hedef davranışın sergilenmesini kesinleştiren ipucu ile başlanmakta; daha sonraki öğretim denemelerinde öğretmenin öğrencinin hedef davranışı sergilemedeki başarısına yönelik gözlemleri doğrultusunda ipuçlarında uyarlamalar yapılmaktadır. Dolayısıyla, aşamalı yardımla öğretim yönteminde ipucunun giderek artırılması ve ipucunun giderek azaltılmasıyla öğretim yöntemlerinden farklı olarak ipucu yoğunluğunun sürekli tek yönde değiştirilmesi gerekmemektedir. İhtiyaç halinde öğretmen, ipucu yoğunluğunu hem azaltabilmekte hem de artırabilmektedir.
7. Davranış öncesi ipucu ve sınamayla öğretim: Bireyin hedeflenen davranışı sergilemesini sağlayan öncül/uyaranın ile davranışın sergilenmesini kesinleştiren ipucunun aynı anda (eş zamanlı olarak) sunulduğu ve öğretim denemelerine belirli aralıklarla ara vererek öğrencinin hedef davranışı sergilemedeki başarısının sınandığı bir yöntemdir. Bu yöntemde öğretmen öncül/uyaranla eş zamanlı olarak hedef davranışın sergilenmesini kesinleştiren ipucunu sunduğu, önceden belirlediği sayıda öğretim denemesi gerçekleştirdikten sonra yoklama denemeleri gerçekleştirmektedir. Yoklama denemelerinde ipucu tamamen ortadan kaldırılmakta, öğrencinin hedef davranışı sergilemesi için hiç yardım sunulmamaktadır. Eş zamanlı ipucuyla öğretim yöntemine benzer olmakla birlikte iki yöntem arasındaki temel fark, hedef davranışın sergilenme düzeyinin değerlendirildiği yoklama denemelerinin yapıldığı zamanlardır.
8. Davranış öncesi ipucu ve silikleştirmeyle öğretim: Bireyin hedeflenen davranışı sergilemesini sağlayan öncül/uyaranın ardından davranışın sergilenmesi için sunulan ipucunun zamanla silikleştirildiği bir yöntemdir. Bu yöntemde öğretime öncül/uyaranla aynı anda hedef davranışın sergilenmesini kesinleştiren ipucunun sunumuyla başlanmakta, kullanılan ipucu öğretmenin öğretim oturumlardaki gözlemlerine dayalı olan öznel görüşüne bağlı bir süreçte silikleştirilmektedir. Bu silikleştirme, öğrenci hedef davranışı giderek daha başarılı biçimde sergiledikçe öğretim denemelerinde sunulan ipucunun yoğunluğunun (hedef davranışın sergilenmesini kesinleştirme düzeyinin) azaltılması yoluyla gerçekleştirilmektedir. Diğer yanlışsız öğretim yöntemlerinden farkı, ipucunun sunulduğu zaman açısından bir değişikliğe gidilmemesi ve ipucunun silikleştirilmesi sürecinin standart bir ölçüte dayalı olmamasıdır.
Sıkça Sorulan Sorular
Yanlışsız öğretim yöntemlerinde ipuçlarının kullanımı öğrencilerin ipucuna bağımlı olmalarına neden olur mu?
İpuçları, kazandırılması hedeflenen davranışların öğrenciler tarafından sergilenebilmesi için destek sağladığından öğretimin önemli bir bileşenidir. Yanlışsız öğretim yöntemlerinde ipuçlarının sistematik olarak silikleştirilmesi söz konusudur. Ayrıca, uygulamalı davranış analizinde ipuçlarının silikleştirilmesine yönelik stratejiler mevcuttur. Öğretmenlerin silikleştirme sürecini bu stratejilere bağlı kalarak uygun biçimde yürütmeleri halinde hedef davranışların sergilenmesinde ipucuna bağımlılık oluşmayacaktır.
Hangi yanlışsız öğretim yöntemini kullanmam gerektiğine nasıl karar vermeliyim?
Kullanılacak olan öğretim yöntemine karar verirken öğrencinin var olan performans düzeyi, öğrenme hızı ve öğretilmesi hedeflenen becerinin özelliklerinin dikkate alınması gerekmektedir. Daha zor öğrenen öğrencilere öğretim yaparken ya da güçlük düzeyi yüksek bir beceriyi kazandırmaya çalışırken ipuçlarının daha yoğun ve kontrol edici biçimde kullanıldığı yöntemlerin kullanılması edinimin daha hızlı olmasını sağlayacaktır.
Kaynaklar
Alberto, P. A., & Troutman, A. C. (2018). Uygulamalı davranış analizi (eğitimciler için) [Applied behavior analysis for teachers] (H. Sarı, Çev. Ed.). Nobel.
Arı, A., Düzkantar, A., & Eratay, E. (2023). Ses temelli cümle yaklaşımıyla okuma-yazma öğretiminde sabit bekleme süreli öğretimin etkililiği. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Özel Eğitim Dergisi, 24(2), 253-273.
Denizli-Gülboy, H., & Melekoğlu, M. (2022). Özel gereksinimli öğrencilere fen bilimleri öğretiminde yanlışsız öğretim yöntemlerinin kullanımı: Sistematik derleme. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Özel Eğitim Dergisi, 23(2), 481-506.
Tekin, E. (1999). Yanlışsız öğretim yöntemleri. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Özel Eğitim Dergisi, 2(3), 87-102.
Tekin-İftar, E., & Kırcaali-İftar, G. (2012). Özel eğitimde yanlışsız öğretim yöntemleri. Vize.
Sıkça Sorulan Sorular
1. UDA bir öğretim ya da davranış değiştirme yöntemi midir?
UDA yöntem değil, insan davranışına müdahaleye bilimsel temel oluşturan bir disiplindir.
2. UDA ve ABA farklı şeyler mi? Neden her yerde ABA kısaltmasını görüyorum?
UDA, Uygulamalı Davranış Analizi’nin kısaltması iken ABA bu disiplinin İngilizce karşılığı olan Applied Behavior Analysis’in kısaltmasıdır. Dolayısıyla UDA ve ABA aynı şeyi ifade eden, biri Türkçe diğeri İngilizce olan iki kısaltmadır.
3. UDA’ya dayalı yöntem/tekniklerle neleri öğretebilirim?
Objektif olarak gözlenebilir ve ölçülebilir şekilde tanımlanabilen tüm davranışları kazandırmada UDA’ya dayalı yöntem/teknikler kullanılabilir.
4. UDA’ya dayalı uygulamalarda ceza kullanılmakta mıdır?
UDA’ya dayalı yöntem/tekniklerle gerçekleştirilen öğretim uygulamaları, cezayı içermemekte, öğretim öğrencinin motivasyonunu artıran nesne ve pekiştireçlerin kullanımıyla yürütülmektedir. Problem davranışlara müdahalede ise öncelikle uygun davranışların artırılmasına (olumlu davranış desteği) odaklanılması önerilmekte, ceza tekniklerinin kullanımı önerilmemektedir.
5. UDA’ya dayalı yöntem/tekniklerle öğretilen becerilerde genelleme sağlanabilir mi?
Öğretim sürecinin başında öğrenmenin tüm aşamaları (edinim, akıcılık, kalıcılık ve genelleme) için doğru bir planlama yapıldığında öğretimi yapılan beceriler doğal ortamlara genellenebilmektedir.
Kaynaklar
Ayllon, T., Michael, J. (1959). The psychiatric nurse as a behavioral engineer. Journal of the Experimental Analysis of Behavior, 2(4), 323-334.
Baer, D. M., Wolf, M. M., & Risley, T. R. (1987). Still some current dimensions of applied behavior analysis. Journal of Applied Behavior Analysis, 20, 313-327.
Skinner, B. F. (1938). The behavior of organisms. B. F. Skinner Foundation.
Tekin-İftar, E. (2019). Uygulamalı davranış analizi: Tanım, tarihçe ve özellikleri. E. Tekin-İftar (Ed.), Uygulamalı davranış analizi içinde (ss. 3-40). Vize Akademik.